TURİST İLE YEREL ETKİLEŞİM DÜŞÜK
Her şey dahil sistemi turizme çok şey kazandırdı, ilk çıktığında sade idi, zaman içerisinde büfelerde ki yemeklerde ve içkilerde çeşit arttı.
Bu sistem turiste bütçesini kontrol altına alma kolaylığı sağladı, dolayısıyla talepte yoğundu ve böylelikle Türkiye de yabancı turist sayısı 1 milyondan 62 milyona çıktı, sistem doğru bir şekilde yönetildi, Turizme yukarıda ki sayılar da gördüğümüz gibi büyük bir ivme kazandırdı. Fakat sistem kur baskısından ve enflasyonun yüksekliğinden dolayı tartışılıyor. Artık, bu şekli ile miadını doldurduğunu düşünüyorum. Bir sistem karlı bir şekilde yürümüyorsa, tökezliyorsa buna son vermek gerekir. Hatırlayalım, pandemi öncesi 15 odası olan bir otel dahi her şey dahil sistemini uygulamaya çalıştı, fakat sürdürülür bir tarafı olmadığından devam edemediler, çünkü oteller arası rekabet büyüktü, 15 odalı bir otelin büyük tesisler ile rekabet etmesi mümkün değildi. Rekabet etme gücünü kendilerinde bulamayan oteller eski çalışma şekillerine döndüler. Bu rekabete dayanamayanlar ise turizmi terk ettiler.
Türkiye de otellerin % 70’i her şey dahil sistemi ile çalışmaktalar. Eyvallah, bu sistemi hakkı ile yerine getiriyoruz. Bizden iyisini yapan şu ana kadar yok. Büfelerde yemek çeşitleri, bar tezgahlarında envai içki çeşitleri artıkça arttı, arttı, çeşitlilik artınca kısmi “kalite düştü”, bir sebzeden çeşit çeşit yemekler yapıldı, tezgahlara getirildi, tüketilmediğinde mutfağa gitti, başka bir yemek çeşidine dönüşerek büfeye geri geldi, ya da çöpe gitti. Alkollü içkilerin her türlüsü ve aynı marka içkinin envai çeşitleri sunulmaya başlandı, bunlar da tabi ki maliyetlere yansıdı.
Her şey dahil sistemini icat eden Cem Kınay “her şey dahil sistemin eski şekli ile artık yürüyemeyeceği aşikar” diyor, “sistem kendisini güncellemeli” diye de ekliyor.
Her şey dahil sistemine karşı değilim, karşı olduğum taraf aşırı tüketim şekli, kalitenin düşüşü ve diğer ülkeler ile rekabet gücünün azalması, yiyilmeden, içilmeden çöp bidonlarına giden binlerce ton gıda. Yapılan araştırmalara göre bir yerli günde 3 kg çöp üretirken, turistler yerli, yabancı kişi başı 4-5 kg çöp üretmektedirler, bu sistemden dolayı turistin otel dışına çıkmaması da işin cabası. Zaman zaman öyle bir durum oluşuyor ki, sanki gelenler her şey dahil sistemi için geliyormuş havasına giriliyor, turizmin bir şekli vardır, bir anlamı vardır; yerli halk, turistin yüzünü görmek istiyor, göremiyor, konaklama tesisleri dışında bulunan işletmeler gelen turistten faydalanmak istiyorlar, faydalanamıyorlar, turist ile yerel etkileşim düşük, yerel ürün üretenler de ürünlerini pazarlamak istiyorlar, pazarlayamıyorlar, hediyelik eşya satanlar, aldıkları hediyelikleri satmak istiyorlar, satamıyorlar, yerel yönetimler istedikleri hizmeti turist yoğunluğundan dolayı veremiyorlar, şikayet ediliyorlar, tur operatörleri, seyahat acenteleri, turizmin diğer paydaşları turizmin bu şekilde yürümemesi gerektiğini söylüyorlar. Otel de konaklayan fakat sunulan bütün hizmetlerden yararlanmayanlar da her şey dahil sistemini bu şekli ile uygun bulmuyorlar ve bu sistem bu şekli ile kişiyi tembelleştiriyor. Tatil monotonlaşıyor.
Tartışıyoruz. Her şey dahil sistemi olmalı, devam etmeli, fakat yeniden tanımlanmalı.
Turist bir yere gitmeden önce, gideceği bölge hakkında araştırmasını yapar, hatta kendine göre notlarını da alır, fakat gideceği yere gelince unutabilir, tembelliğe vurabilir, kulak ardı edebilir, bunlara gideceği yerleri hatırlatmak bizim işimiz olmalı.
Çok eski bir turizmci olarak turizmin amacı turisti otele kapatmak değildir, değerlerimiz çok mu çok, gastronomiden, kültürümüze, arkeolojiye, sanata, doğaya kadar her şey elimizde var, bu da turistin otel dışında zaman geçirmesi için yeterlidir. Bize düşen, bu değerleri turiste sunabilmektir, onun dikkatini çekmektir. Bilgileri gelenler ile paylaşmaktır. Diğer tarafta tüketimi asgariye indirmek için ikaz tabelaları konaklama yerlerinin, destinasyonların değişik yerlerine asmaktır.
Destinasyonlarda bulunan turizm değerlerine, turizm çeşitliliğine göre her şey dahil sistemin de değişikliğe gidilebilinir. Nasıl şehir otellerin de oda + kahvaltı, ya da yarım pansiyon var ise, İzmir’in kuzeyin de, güneyin de, Bodrum da, Antalya da, Muğla da, Aydın da değişik konaklama sistemleri uygulanabilinir.