DİDİM DEDİĞİMİZDE “LAHMACUN FİYATI”  KESİNLİKLE AKLIMIZA GELMEZ Dönüp dolaşıp yine aynı konuya mı geldik? Turizmin hangi şekli daha itibar görür, ucuz olanı mı, pahalı olanı mı?. Ah Demet Şener keşke,  konuyu açmasaydınız, yaramızı da deşmeseydiniz. Dertliyiz. Umutluyuz.   Turizmde bu duruma kolay mı geldik sanıyorsunuz, James Bond çantası elimizde kapı kapı, tur operatöründen tur operatörüne, acenteden acenteye gittik, anlattıkta anlattık, biz anlatmaktan, karşıdakiler dinlemekten bıkmadılar, anlattıkça  iyiye doğru gittik, hep geliştik,  büyüdük, şu anda milyonlarca yatağımız var ise, otel sayısı artıyorsa ve hatta otel yatırımında dur durak yok ise  ve birçok olumsuzluklara rağmen turizme ilgi azalmıyorsa  turizmin temeline doğru harçın konulduğundandır. Fiyat farklılıklarının turizme olumsuz etkisi olmaz, sadece insanlar arasında ki ekonomik farklılığını acımasızca göstermektedir. Şunu da ekleyeyim, bu yaşam farklılığı sadece bizde değil, hemen hemen bütün ülkelerde durum aynıdır. Sınıflara göre tatil yerleri belirlenmiştir.   “Bodrum da lahmacun fiyatı 2000 TL, bunu beğenmeyen, bu fiyatı çok bulan gitsin Didim de lahmacun yesin”, sözü bize, Didimliler için söylenmemiş, Didim de tatil yapanlara söylenmiş bir sözdür, bundan dolayı da ben üzerime almadım. Kaldı ki tatilin ölçüsü fiyat olmamalı?  Hele  lahmacun hiç  olmamalı? Kültür nerede, tarih nerede, doğa ve sevgisi nerede? Bunlar hepsi turizmin oluşmasında etkenlerdir. Tatili verilen hizmet ile,  gelen misafirin memnuniyeti ile, gittiği yerin kültürü, tarihi, doğası ile sorgulamalıyız. Tatil lüks değildir, bir yaşam tarzı olmalı, bir ihtiyaç olmalı, çünkü tatil zihinsel ve bedensel yorgunluğu alır, tatil moral ve motivasyon kaynağıdır. Ufacık bir dinlenmenin yararını hemen hissetmekteyiz. Tatil kişilerin kendini rahat hissetikleri ve gittiği yerin insanları ile kaynaştıkları takdir de  anlamlaşır. İşletmelerin gelen turistlerden  beklentileri var, bu sadece bize özgü bir olay değil, her turist alan ülke  beklenti içerisindedir.      Gelen turistin daha fazla gezmesini, tozmasını isteriz.  Daha fazla para harcamasını isteriz. Fiyat farklılıkları Türkiye de aynı bölge içerisin de olduğu gibi, bölgeler arasında ve şehirler arasında da vardır, bu rakip ülkelerimiz için de geçerlidir. İsviçre de vardır, Fransada aynı durum vardır, Yunan adalarında da bu durum söz konusu. Aynı ilçe sınırları içerisin de olmasına rağmen Yalıkavak ile Turgutreis arasında fiyat farklılıkları vardır. Fiyat farklılığını  fiyat politikası belirler. Arz ve talep belirler. Serbest Pazar mı, yoksa ekonomi özgürlüğü mü, isteyen istediği elbiseyi alamamakta.    İnsanların kazançları arasında farklılık olduğuna göre, yapacakları tatil yerleri arasında da farklılık olacaktır, herkes ekonomik  imkanına göre, kimi Didim de tatil yapar, kimi Bodrum da, Marmariste, Fethiye de yapar. Mevcut ekonomik durum burada etkili oluyor. Herkesin tatile çıkma hakkı olmasına rağmen bırakın tatil yerini seçmeyi, düşündüğümüz şekilde tatilini dahi yapamamakta. Didim genelinde uygun bütçeli kişilere hitap eden bir tatil beldemizdir, bu şekilde hizmet verdiği içinde kendisinden gurur duymalı. Didim de tatil yapanlara Didim’i tatil için tercih sebeplerini sorduğumda “Didim de kendilerini rahat hissetiklerini söylemekteler”, tatilin asıl amacı gelenlere mutluluk sunmaktır, işte Didim bunu  hakkı ile başarmakta düşüncesindeyim, daha iyisi de gelecektir. Tabi ki Didimlilerin de gelen misafirlerinden beklentileri var: doğaya saygı göstermeliler, çevreyi önemsemeliler, kuralara  uymalılar, değerlere saygı duymalılar, sorumlu ve bilinçli hareket etmeliler, toplumsal dayanışmayı önemsemeliler. Didim dediğimiz de “lahmacun fiyatı” kesinlikle aklımıza gelmez. Mavi bayraklı plajları, tarihi yerleri ve doğası aklımıza gelir.