ONLAR BUNLAR
Doğduğum yer Iğdır’da bir Cumartesi.
Çarşı-Pazar kalabalık.
Caddelerde, market önlerinde insanlar elleri paketlerle dolu.
Bu manzaraya iki yerde rastlayabilirsiniz; biri Edirne, diğeri Iğdır. Bulgar Leva’sı ve Nahçivan Manat’ı aşırı değerlenmiş, pardon Lira diğerleri karşısında müthiş değer kaybetmiş. Örneğin, 1 Nahçivan Manat’ı 8 Türk Lirası.
Nahçivan’dan günübirlik Iğdır’a gelip torbalar-çuvallar dolusu eşya ile geri dönüyorlar, onlar için Iğdır ucuzluk cenneti.
Birçokları bu durumdan memnun değiller. Onlara göre yabancılar istedikleri kadar alışveriş yaptıkları bu ortamda ülkenin sahipleri yalnızca seyirciler. Hem Lira’nın yerlerde sürünmesi bizim itibarımızın ayaklar altında olması, onlara göre.
İlk bakışta haklı gibiler. Ancak yakından ve başka bir çerçeveden yorumlandığında olumlu sonuçlara da varılabilir.
Örneğin, Azeri kardeşlerimizin bolluğa kavuşmalarından şahsen memnunum. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra çok sıkıntı çektiler. Karın tokluğuna çalıştılar. Kadınları kızları köle pazarında satılır gibi yaşlı insanlara hizmetli oldular. Şimdi her istediklerine kavuşmalarına yalnızca sevinmek gerek. Hem bu şekilde Iğdır esnafına nefes aldırıyorlar. Bu kriz ortamında az şey mi bu!
Aynı şey Bulgarlar için de geçerli. Komşularımızın ne denli sıkıntı/kıtlık içinde oldukları az çok biliniyor. Onların karınlarının doyması insanlık için mutluluk vesilesidir.
Hem insanlık “onlar bunlar” ayrımını çoktan aşmıştır. Irkı, milliyeti, inancı ne olursa olsun her coğrafyadakini “insan” olarak görmek lazım. Hemen hepsi emperyalist sistemin çarkları altında sömürülüyorlar; açlık ve yoksulluk içindeler. “Büyük insanlık”ın kurtuluşu patronların yönetimindeki dünya insanlarının birliğinden ve dayanışmasından geçecektir.