BETON AKBÜK
Bir sosyal medya arkadaşı “Akbük Akbük” başlığı altında fotoğraf paylaştı. Önde Akbük’ün çarşaf misali uzayan maviliği, arkada Kumkent ve çevresinin tepe başlarına kadar uzayan beton yapılaşması; yapılaşmada tek kare yeşil yok.
Fotoğraf takdiminden Akbük’e övgü yapıldığı sonucu çıkıyor. Bu görselliğin neresi övgü,anlayamadım. Yorum yapmak adetim değil. Dayanamadım; “Bu manzaraya sebep olanların Allah belasını versin!” diye yazacaktım, vazgeçtim;”Beton Akbük!” diye ifadelendirdim.
Şu aralar zeytinciler yağmur bekliyor. Gelin görün ki, o canım makiliklerin yerine kondurulan beton evler nedeniyle Akbük’ün iklimi değişti. Uzun süre yağmur yağmıyor; bulutlar teğet geçiyor. Arada bir yağsa da tufan halinde; her tarafı sel alıyor. O makilik diye küçümsenen bitki örtüsü oksijen kaynağı; Akbük, bol oksijenli havası o makiliklere bağlı.
Geçtiğimiz hafta ABD istihbarat raporu yayınlandı. Raporda; iklim değişikliğinin yol açtığı kuraklık, ısı yükselmesi ve buna bağlı afetler ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eder boyutlara ulaştığı kaydediliyor. Yine raporda; bir kısım gelişmiş ülkelerin şimdiden önlemler almaya başladığı, iklim değişikliği sonucuna gerekli duyarlılık göstermeyen ülkelerin ise yakın gelecekte felaketlerle karşılaşacağı uyarısında bulunuluyor.
Ülkemizde felaketler sel baskını, orman yangınları ve aşırı kuraklık şeklinde kendisini göstermesine rağmen, aşırı yapılaşma tam gaz devam ediyor. Kime sorarsanız sorumluluk üstlenmiyor; yerel yönetimler topu bakanlıklara, bakanlıklar da “imar izni”ni göstererek yerel yönetimleri işaret ediyorlar. Koltuklarında gününü gün edenler kayıtsız,umusamaz.
Her yurttaş yaşadığı yerden sorumlu. Ben de Akbük’ün bu halini Akbük Gönüllüleri’ne havale etmeyi düşünüyorum. Hiç olmazsa bir ses, bir çığlık yükselir. O da bir şeydir.